Vakti zamanında madiğin kralını yemiş biri olarak hala
insanlara karşı bu güvenim nerden geliyor anlamıyorum.
Bi kindar ol,bi sinsi ol, bi iki kere düşün dimi.
Nerdeeee..... ağzıma şapsalar “tuvalet bulamadılar ondandır” dicem o derece
yani.
Yok yok, ağır olmadı hiç. Kızıyorum kendime hem de çok
kızıyorum. Nerden geliyor bu hümanistlik, bu poliyannacılık. Neden biraz daha fesat
olamıyorum.
İnsanları sevince madalya mı veriyorlar sanki bana. Gelen
vuruyor, giden vuruyor...
Beddua edemem. Allahtan korkarım. Gider döner geri bana
gelir. Hele de evladım var şimdi ondan çıkar falan müthiş korkarım. Hani derler
ya “En sevdiğinden çıkar” aman Allah korusun yani.
Bundan yıllarrr yıllar önce... (Geçmişe dönüş efekti:P)
Beraber büyüdüğümüz 2 çocukluk arkadaşım
vardı yazlıkta. Birlikte çok güzel zamanlar geçirirdik. Birisi yurt dışında
olduğu için sadece yazları gelirdi diğeri hep elimin altındaydı.
Gel zaman git zaman hepimiz koca dana olduk. Kendi
gayelerimiz oldu ama her yaz hala görüşmeye devam ettik. Bu sırada ben
çalışmaya başladım (Hala o güne şükrederim) Artık Cuma ‘dan gidip Pazar
akşamları döner olmuştuk.
Bir hafta sonu akşamı dönmek üzereyken yine ,elimin
altındaki arkadaşım bana “ya bugün dönmesen olmaz mı?” dedi. “Kızım bilmiyor
musun çalışıyorum patrona da sen anlatırsın artık durumu. Dönmem lazım haftaya
da gelemicem parti var nede olsa İsviçreli de daha Türkiye’de artık bir sonraki
hafta görüşüz” dedim.
Neyse efendim, bu iki kızı o gün orda bıraktım ve bindim
geldim. Hiçbir şeyden habersiz koca bir hafta geçirmiştim ve nihayet beklenen
yat partisinde cıstak cıstak eğleneceğim için mutlu mesut yola çıkmıştım.
Gecenin ilerleyen saatlerinde elimin altındaki kız
arkadaşımdan bir mesaj “İsviçreli evden kaçmış” ben kısa çaplı bir şok hemen
telefona sarıldım. “Ne diyorsun kızım sen” diye aramızdaki diyalog aynen şu
şekilde geçti.
-Çelen İsviçreli manitasıyla kaçmış.
-Kızım ne diyosun sen ya? Nereye kaçmış? Sen nerden
biliyorsun
-Babası kapıya dayandı kızımın yerini söyleyin diye.
Bütün keyfim kaçmıştı. Aklım sürekli İsviçrelideydi “başına
bir şey gelir mi” “bu çocuk ona bir şey yapar mı” “zorla mı götürdü acaba”
diye.
Gecenin ilerleyen saatlerinde bütün tadım kaçmış olarak eve
dönerken birden telefonum çalmaya başladı. Arkadaşlar saat gecenin 3ü. Benim
kafa bir dünya, alkol kana karışmış uykum var, tek derdim yatak ve telefon
çalıyor. Bir açtım ki İsviçrelinin
babası.
-Kızım nerde?
-Ben nereden bileyim.
-Bütün hafta sonu sizinleydi kızım nerde?
-Ne diyorsunuz siz? Ben bu hafta gelmedim bile.
-Bana bak! (Artık ses yükseliyor burada) Kızımın kaçmasına
sen yardım ettin söyle nereye kaçırdınız onu?
-Deli misiniz siz? Ben İstanbul’dayım sizse nerdesiniz taa
ordan buraya kızınızın kaçmasına nasıl yardımcı olabilirim?
-Elinin altındaki kız o çocuğu eve aldığınızı, yemek
yedirdiğinizi söyledi, biliyorsan senin bileceğini söyledi...
Burada eve aldığınız kısmı kısaca açıklayayım. Kız bizi
manitasıyla tanıştırdı abim ve ablam falan da biliyor yani. Çocuk taa nerden
sırf bunu görmek için gelmiş. Gidecek yeri yok o gün kızla birlikte bizimle
takıldı. Gün sonunda çok yağmur yağıp hepimiz sıçan gibi ıslanınca, üzerini
değişmesi için eve gelmesini söyledik. Ee öyle mi gönderecektik. Eve aldığınız
dediği de bu Allah’ın adamı ya... Neyse...
Benim şeritler kopmuştu 11 yıllık çocukluk arkadaşımdan 19
yaşımda ihanet yemiştim. Başıma balyoz
darbesi almış gibi sersemlemiştim.Kendi lanet olası beyaz kıçını kurtarmak
adına ,orda olmadığım için rahatça suçu üzerime yıkmıştı. Düşünemiyordum adam
bir şeyler söylüyordu bağrınıyordu hala ama ben onu duymuyordum. “Bana bunu yapmış
olamaz, beni satmış olamaz, beni kullanmış olamaz.”
Kafam da sürekli bu cümleler geçiyordu, artık ağzımdan ne
çıkıyordu ne cevap veriyordum fark etmiyordum bile. Telefonu abim aldı. Bu kadar sese gürültüye annemle babam da
uyanmıştı tabi.
Abim güç bela telefonu kapattıktan sonra yatağa girdim. O gece stres ve ihanetin üzüntüsünden bir gram
gözüme uyku girmedi. Mide ağrısından yeri göğü parçaladım.
Sonrasında bir dizi olay oldu, İsviçrelinin, babası, abileri
ve kuzenleri olmak üzere hepsinin sırasıyla sözlü tacizlerine uğradım. Her gün
arayıp psikolojik baskı yapıyorlardı. Tehdit ettim, savcılığa vericem dedim
tınlamadılar. Sinirlerim alt üst olmuştu. En sonunda kız kendi ayağı ile geri
dönmüş bir temiz dövüldükten sonra namus temizlensin diye çocukla
evlendirilmiş.
Adam resmen benle t...şk geçti iyi mi?
Öyle böyle derken bu olayın da üzerinden neredeyse 10 yıl
geçti. Elimin altındaki kızı tamamen hayatımdan çıkarmıştım. İsviçreli ise
Facebooktan beni bulmuş, ona da bir
güzel kayıp yol vermiştim.
Ancak Bambam’a hamileyken yazlığa gittiğimde elimin
altındaki kızın da oraya temelli taşındığını, evlendiğini ve 2. çocuğuna hamiş
olduğunu gördüm. Geldi ,konuştuk, çok yüz vermesem de konuştuk. Konuştum yani
işte bu yüzden kızıyorum kendime...
Daha bunun gibi ne mallıklarım var bir bilseniz. Bana acayip
sinir olursunuz eminim :D
İnsanlar melek gibi olduğumu söylerler ama melek miyim kelek
miyim ben karar veremedim. Buyurun siz karar verin :D Atış serbest :D
Gıdılar Kiss :)
Ayyy okurken sinir oldum!Nefret ederim bir sevgili uğruna arkadaşını satan insanlardan!Bir de ne yüzsüz oluyorlar ki sorma...En büyük kozları da duygu sömürüleri oluyor, ben de çok dertliyim bu konularda ama akıllanmak yok!Pollyanna olup çıkmışız galiba :(
YanıtlaSilBize müstahak bacim müstahak:s
YanıtlaSilKeleğin hasısın anacım asghfasghf Su katılmamış kelek :P
YanıtlaSilBiliyorumm yaaaa :)))
Sil