Ne Diyeceğinizi Bilemediğiniz Anlarda...

İşim gereği sürekli telefonla konuşmak durumunda kalıyorum. Ödeme istemek, fatura takipleri vs..

Ama bazen öyle bir an geliyor ki,karşı firma, kendi ödeme sistemlerinden başlayarak, ihale sistemine kadar, efendime diyeyim niçin para girişi olmadığından dem vuruncaya kadar anlatıyor. Bu gibi durumlarda bildiğiniz kal geliyor.

Şöyle açıklayayım öncelikle; Ben, şirkette “okeye dördüncüyüm” bir diğer ifade ettiğim şekilde “ne iş olsa yaparım”cıyım :D

Yönetim asistanlığı ile başladığım bu yolda, finans asistanı olarak devam ediyorum. Ayrıca diğer işlerimi yapmaya da devam ediyorum. Ama bir ayağım da diğer departmanlarda. Bu durumda kaç ayağım oluyor acaba :D

Her neyse konumuz bu değil. Ben hayatım boyunca hiç muhasebesel bir şey yapmadım. Yeri geldi, 2 x 2 yi çarparken  bile ambale oldum.

Şu anda finans konusunda eğitiliyorum ve hala bazı konuları dinlerken “aval”a bağlayabiliyorum. Karşı tarafa “Ulen! hiçbir şeyi bilmeyen birini oturtmuşlar, ne biçim şirket burası” imajını çizmemek için kendimi epey bir paralıyorum.

Ne zamanki, karşı taraf anlamadığım ibareler kullanmaya başlasa, hemen savunma silahım olan kelime ve cümle yumakları ortaya çıkıyor. Bunlar ne mi?

“Hı Hı anlıyorum”

“Evet, doğru söylüyorsunuz”

“Hı Hı, hı hı”

Arada anladığım bir yer çıkarsa o konu üstüne vurgu yapıyor, sonra tekrar klişe kurtarıcılarıma dönüyorum. He bir de...

“Tabi, haklısınız”ı da eklemeyi unutmuyorum :D

Duysanız, görseniz bir kendimden eminim, bir kendimden eminim. Sanki ne dediğimi çok iyi biliyorum , ya da neye onay verdiğimi. :)

Anlayacağınız “herkese lazım bir finansçı da finansçı” sloganı hiç bana göre değil.

Evimin kadını, çocuklarımın anası olmak istiyorum sanırım :)

Gıdılar kiss :D